Antalya’da facia yolda: Ovalarda, sığ suda binalar yükseliyor

“`html

AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ’NDEN DEPREM HATIRLATMASI

ANTALYA – Deprem Çalışma Grubu tarafından gerçekleştirilen araştırmaların sonuçlarını paylaşan Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Leventeli, son günlerde Kumluca-Finike hattında meydana gelen su baskını ve sel olaylarıyla ilgili olarak bölgedeki ‘deprem’ riskine dikkat çekti.

Bölgede yaşanan deprem ve sel tehlikelerinin yanı sıra, ‘toprak zemin’ ve ‘sığ yeraltı suyu’ gibi büyük yıkımlara yol açabilecek unsurların bulunuşuna rağmen imar alanlarının hızla genişlediğini belirten Leventeli, yapılaşmaya izin verilmesinin büyük bir hata olduğunu ifade etti.

Tarım açısından verimli olan bu bölgelerde, muhtemel bir depremin büyük bir felakete yol açacağını ifade eden Leventeli, bunun “afetten ziyade göz göre göre gelen bir felaket” olduğunu vurguladı.

Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Leventeli

‘DOĞA, NEYİ ANLATACAK?’

Kumluca ve Finike’nin önemli tarım alanları olduğunu dikkate alarak, bölgedeki tarım, turizm ve göç nedeniyle artan nüfusa işaret eden Leventeli, bu ovada yaşanabilecek afetlerin, kayalık alanlara kıyasla çok daha yıkıcı olacağını belirtti.

Yasemin Leventeli sözlerine şöyle devam etti: “Deprem dendiğinde, aklımıza genellikle ‘faylar’ ve ‘deprem tehlikeleri’ geliyor. Ancak faya yakınlık, odak noktasının derinliği gibi maddeler üzerinde tartışmalar sürdürmek, ne yazık ki doğru bir yaklaşım değil. Türkiye’deki fayı bilmeyen yok ama konunun özüne inmemiz gerektiğini anlamak zor değil. Anadolu, birçok medeniyetin başladığı ve tarih boyunca ayakta kalmayı başaran yapıların kayalık alanlarda inşa edildiği bir coğrafya. Örneğin, Hattuşaş, ovadan 300 metre yükseklikteki kayalarda yer alıyorken, 2500 yıllık Kız Kulesi de denizdeki kayalar üstünde duruyor. Buna rağmen kayalık yapılar hiç afet yaşamıyor. Doğa Ana, daha neyi anlatacak ki?”

MTA'nın Kumluca ve Finike'nin zemin yapısını gösteren haritası

YIKIMIN NEDENİ: FAY DEĞİL, YAPILAŞMA

Fay hatları yerine, binaların hangi zemin üzerine inşa edileceğine odaklanılması gerektiğini belirten Leventeli, ardı ardına meydana gelen felaketlere rağmen hala yanlış bir yapılaşma politikası sürdürüldüğünü açıkladı: “Asıl dikkat edilmesi gereken nokta, ‘deprem riski taşıyan alanlardır’. Bunun başında verimli tarım alanları ve sulak ovalar geliyor. Kumluca, bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Tarım yapılan alanların, özellikle akarsu yataklarının, kıyı ovalarının ve deltaların imara açılması ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu durum 1961 Anayasası’na ve Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na göre suç teşkil etmektedir. Doğa yasaları çerçevesinde de bu durum geçerlidir. Ovalar, yaşam alanlarının temelidir; toprak varsa yaşam vardır.”

RİSK HARITA ÜZERİNDE SERGİLENDİ

Finike ve Kumluca ovalarının özelliklerini harita üzerinde gösteren Leventeli, bölgenin büyük bir deprem riski taşımasına rağmen yerleşime açıldığını ifade etti:

“Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü, Akdeniz bölgesinde fayları haritalandırırken, ovaların sınırlarını da belirleyerek bize önemli bilgiler sunmuştur. Haritada, güneyde yer alan gri alanlar ovaları gösterirken, kuzeyde dağlık bölgeler dikkat çekmektedir. Karasu, Akçay ve Alakır gibi dereler bu bölgedeki önemli yüzey sularıdır. Yüzey suyu ağı, yaklaşık 1530 kilometrekaredir. Ancak bu verimli ovalar, hızla yerleşime açılmıştır. Hem deprem hem de sel riski göz ardı edilerek bu alanlarda yapılaşma devam etmektedir. Kumluca ve Manavgat’taki sel felaketi, bu durumu gözler önüne seren son örneklerdir.”

‘DÜZCE’DE YAŞANAN AFETLERDİR’

Leventeli, Türkiye’deki benzer yapısal özelliklere sahip bölgelerde yaşanan büyük depremlere örnek vererek dikkat çekti:

“Depremler, kayalarda yüksek frekansta ilerlediği için, enerjileri merkezden uzakta çok az etkili olmaktadır. Örneğin, Kocaeli depremi sonrasında dağlık alanlarda büyük hasarlar oluşmazken, uzak ovalarda daha büyük yıkımlar yaşanmıştır. Düzce, 2022 Gölyaka depremlerinde olduğu gibi ovanın dışında kalan bölgelerde nefretlerle karşılaşırken, hemen yanındaki alanlardan zarar görmemiştir. Bu noktada, deprem enerjisinin kayadan ovaya geçerken artması; yıkıma yol açan temel bir faktördür.”

Marmara'da geçmişte yaşanan depremlerde haritada yer alan ova niteliğindeki yerleşimlerde büyük yıkım yaşandı.

‘DERS, SONUNA KADAR DEVAM EDER’

Leventeli, yerleşim yerlerinin ovadan kayalara alınması ve su havzalarında sel kontrol sistemleri kurulması gerektiğini belirtti ve şu şekilde açıkladı:

“Bir atasözü der ki; ‘Ders, sen öğrenene kadar devam eder.’ 6 Şubat depremlerinin üzerinden yaklaşık 2 yıl geçti ama ne yazık ki hâlâ ders almadığımız birçok durumla karşı karşıyayız. Bu nedenle, tarih tekrar ediyor. Özellikle depremler, tarım alanlarını vurmakta, kayalık alanlar ise az hasar görmektedir. Maraş depremi, bu gerçeği en iyi şekilde ortaya koyan bir örnektir.”

“`

Related Posts

Tedarikçinin hedefi Çin otomotiv pazarı

Yıllık 15 milyar dolarlık ihracata imza atan Türk otomotiv tedarik endüstrisi rotayı Çin, Hindistan ve Kuzey Amerika pazarına kırdı. Jeopolitik riskleri azaltmayı hedeflediklerini söyleyen TAYSAD Başkanı Yakup Birinci, “Özellikle Asya’da iş birliklerini artırmak ve kalitemizi bu coğrafyalara taşımak istiyoruz” dedi.

BTK yerli çip raporu

Teknolojinin hızla gelişmesi ve küresel çip ihtiyacının artmasıyla birlikte, Türkiye de bu stratejik alanda uzun vadeli adımlar atmaya hazırlanıyor. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), bu doğrultuda “Çip Endüstrisi ve Haberleşme …

Trump kendi telefon markasını duyurdu! İşte özellikleri ve fiyatı

Amerika Başkanı Trump, T1 isimli kendi telefon markasını duyurdu. Altın kaplama görünümlü telefon, uygun fiyatlı Android modellerle kıyaslandığında bile bu modellerle rekabet edecek seviyede gözükmüyor. İşte Trump’ın telefon markasının özellikleri ve tahmini fiyatı…

Uzmanlar uyarıyor; sahte yapay zeka araçları fidye yazılımına dönüşüyor, verilerinizi tehdit ediyor

Uzmanlar uyarıyor; sahte yapay zeka araçları fidye yazılımına dönüşüyor, verilerinizi tehdit ediyor

Yapay zekanın telif hakkı sorununa dev çözüm: 8 terabaytlık yasal veri seti yayınlandı

Tamamen lisanslı ve kamuya açık metinlerden oluşan 8 terabaytlık ‘The Common Pile v0.1’ adlı veri seti, yapay zeka eğitiminde yeni bir dönemin habercisi olabilir. EleutherAI, yapay zeka modellerini eğitmek için kullanılan, lisanslı ve kamuya açık …

WhatsApp’ta telefon numarası vermeden sohbet imkanı başlıyor

WhatsApp, kullanıcıların gizliliğini korumaya yönelik uzun süredir beklenen bir adımı hayata geçirmeye hazırlanıyor. Platform, tıpkı rakipleri Telegram ve Signal gibi kullanıcı adı (username) sistemini uygulamaya koymak üzere çalışmalarını hızlandırdı. Artık kullanıcılar, telefon numarası paylaşmadan sohbet başlatabilecek.