Son gelişmeler, bazı kesimlerin “Öcalan Açılımı”nı ana hedefinden saptırmaya çalıştığını gösteriyor.
“Süreci Meclis’te yürüteceğiz” adı altında, gereksiz muhataplara yapılan ziyaretlerle, DEM Parti’nin “sündürme” stratejisi izlediği yorumları yapılıyor. Bu duruma cezaevindeki Demirtaş ziyareti de eklenince niyet sorgulayıcıların sayısında artış yaşanıyor. “DEM içinde kaç DEM var?” soruları tekrar gündeme geldi… Kandil ve DEM tarafından dile getirilen “kabul edilemez” şartlar ve hatta tehditler, şüphelerin artmasına neden oluyor.
BATICI KANAT DEVREDE
Bu tür taktiklerin hedefinde açılımın mimarı olarak görülen Bahçeli’yi baltalamak mı var? Bununla ilgili yapılan yorumlar DEM ve örgütün Batıcı kanadını işaret ediyor olabilir mi? Kimin ne yaptığını anlamak için, sürecin başından beri yapılan açıklamaların ve eylemlerin tutarlılığına ya da çelişkisine dikkat etmek önemli.
BAHÇELİ’NİN ÖNEMLİ MESAJLARI
Bahçeli, DEM’lilerle el sıkışarak “düğmeye basarken”, Erdoğan’ın İsrail’le ilgili çıkışının kendisini harekete geçirdiğini belirtiyor. İçerdeki düşmanlara karşı cepheyi sağlamlaştırmak amacıyla açılımın odaklandığı iki önemli ilkeyi belirlemiş: DEM Parti’nin teröre karşı tavır alması ve Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı. MHP lideri bu çağrıyı, “Bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifi” şeklinde tanımlıyor.
SÜREÇTE YAŞANANLAR
Sonraki gelişmeler arasında, Erdoğan’ın MHP liderine destek vermesi… TUSAŞ saldırısı ve ardından Bahçeli’nin “Öcalan’sız olmuyorsa gelsin Meclis’te konuşsun” çağrısı… Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan’ın İmralı’da PKK lideriyle görüşmesi… Sonrasında gelen DEM-İmralı ziyareti… Öcalan’ın DEM’lilere yönelik kamuoyuna mesajı… DEM milletvekillerinin Bahçeli ile görüşmesi… DEM Genel Merkezi ve Kandil’den yapılan sert açıklamalar… Meclis’teki diğer siyasi partilere yapılan ziyaretler… Ve şimdi de Selahattin Demirtaş’la görüşme…
AHMET TÜRK VE BAHÇELİ
Söz konusu temaslarda, Bahçeli ve Ahmet Türk arasındaki ilişki ve verdikleri mesajlar önem taşıyor. Türk, MHP liderine şu hassas ifadelerle yaklaşıyor: “Bizim tek amacımız, geçmişte var olan Türk-Kürt kardeşliğini yeniden inşa etmektir. Orta Doğu’nun nereye gideceğini bilmediğimiz bu dönemde Türklerle Kürtlerin yeniden bir araya gelmesi gerekiyor. Bunun dışında ne belediye ne de seçimler bizim için önemli. Kimseyle pazarlık etmiyoruz… Çok uç şeyleri gündeme getirmememiz gerekiyor çünkü bu bir pazarlığa dönüşüyor, seçimle alakası yok, pazarlık yok. Elbette ki demokratik bir anayasa, Kürtleri kucaklayan bir anlayış ortaya çıktığı zaman bizim için sorun yok.”
Bahçeli ise, Meclis kürsüsünden yaptığı net konuşmada, “Süreç yok, müzakere yok, pazarlık yok… Kayıtsız şartsız silah bırakma var.” dedi. Öcalan’ın örgüte “silah bırak” talimatı vermesi konusundaki sorumluluğa işaret etti. Her iki isim arasında çelişen açıklamalar dikkat çekti. Bahçeli, son mesajlarıyla medyada yansıtılan “genel af, Öcalan’ın ev hapsi” gibi konulara da açıklık getirdi.
DEM EŞBAŞKANI VE KANDİL’İN AÇIKLAMALARI
Ancak, DEM Parti ve Kandil tarafından yapılan çelişkili açıklamalar, birinci açılım sürecindeki duruşlarını hatırlattı. Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, 5 Ocak’ta “Barış süreci başarılı olmazsa Türkiye, Gazze’ye döner” şeklinde tehditler savurdu. Kandil’den ise farklı iki yaklaşım geldi. Sözde KCK Başkanı Bese Hozat, “Öcalan’ın çağrılarını destekliyoruz” derken Duran Kalkan, “Bahçeli, gerçekten ciddi bir kişiye benziyordu. Sözleri dikkate alınabilir mi dedik. Ama hiç öyle çıkmadı” ifadelerini kullandı. Kandil en sonunda, partileri ziyaret eden DEM heyetindeki eksikliklerine değindi.
ÖCALAN’IN MESAJI
Öcalan, DEM’lilerle yaptığı görüşmede kamuoyuna şu mesajı verdi: “Dış müdahalelerle bu sorunun çözümünü zorlaştırılmak istenen bir dönemdeyiz. Artık bu sorunun çözümü ertelenemez bir hal almıştır. Bahçeli ve Erdoğan’ın destek verdiği yeni paradigmayı oluşturmak için muhalefetin katkı ve önerileri önemlidir. Ben de güçlü ve kararlı bir şekilde bu yeni sürece katkı sunmaya hazırım.”
SINIR ÖTESİ OPERASYONLARIN DURUMU
Türkiye, Suriye’de Fırat’ın doğusundaki YPG varlığına karşı “kesin temizlik” için kara ve hava operasyonlarına devam ediyor. Ankara’nın kontrolündeki SMO grupları özellikle Tışrin Barajı çevresinde YPG’ye karşı saldırılarını sürdürüyor. Son 15 günde Suriye ve Irak’ta neredeyse her gün çatışmalar yaşandı ve teröristler etkisiz hale getirildi. Son iki haftada, 110’dan fazla PKK’lı etkisiz hale getirildi.
